13 Aralık 2009 Pazar

13 ARALIK PAZAR Quzvin - Alamut -Quzvin














Alamut'a kondu Simurglar.İster karun ol ister padişah yaşamın son anında yalnız olacağını öğretenlerin mabedinde durakladılar.Sadece doğduğu ve öldüğü andır her canlının en gerçek anı.Öğrendiler Simurglar Sabbah 'tan .Yolda daha kuvvetli olacaklardı,açlıkta rüyaydı üşümekte.
Daha aydındı fikirleri,daha neşeliydi günleri,daha güzeldi alınan her nefes.Abbas o kadar sevdiki başkentini dünyanın yarısına bedel bilinsin istedi.Bastı zaferin atı İsfahan toprağına,Pers'ten Moğol'dan Oğuz'dan sonra.Kondu Simurglar bu yoldan her geçeni tepeden seyreden ateşin altarına.En sağlam çeliğin tavladığı yerdi,dünyanın yarısını seyrettiler,anlattılar satırların hicviyle dünyanın yarısının kaç bucak olduğunu.....






19.GUN
Uyandigimizda hava yine seyahat icin pek iyi gorunmuyordu .Bir saat kadar oyalaninca bulutlarin arasindan yavas yavas gunesi gormeye basladik.Hemen giyindik ve yine yoldayiz.
Iki haritamiz var biri bi hayli detayli ama her ikisinde de Alamut Kalesi gorunmuyor.Bu yuzden dun otele geldigimiz de Deniz ilk is olarak resepsiyona "Alamut a nasil gideriz ? " diye sordu.Resespsiyonist de "Bunu aksam konusalim "dedi.Anlasildi bize tur satmaya calisicak ti netekim oyle oldu.Once gidemezsiniz yol cok uzun dedi .Turkiye den geliyoruz ne kadar uzun olabilir ki?Cok soguk oralarda kar yagiyor.Olsun kar fotograf ta iyi gorunuyo.Ve vazgecti .Ne is yapiyorsunuz ? Turist rehberiyiz.Okey haritanizi getirin de gostereyim.Muallem kaley diye bir koyu bulunca Alamut u da buluyorsun.
Quzvin den cikinca bi yerlerden dag yoluna sapiyorsun.Hani bizim Odemis ten Bozdag a giden yol gibi.Ciktikca cikiyorsun.Sagimiz solumuz yine kar.Yollar camur.Ucuncu vitesten yukariya cikamiyoruz.Sis dagilinca muhtesem bi manzara cikti karsimiza.Goz alabildigince dag siralari ve hepsi kar kapli.Deniz yolda cok keyif almaya basladi.Bi saga bi sola yatiyoruz.Virajlarin biri bitmeden digeri basliyor.Derken motorun on tekerleginden surtme sesi gelmeye basladi.Hizlandikca ses artiyor,yavaslayinca azaliyor.Saga cektik,orta sehpaya aldik,beni selenin en arkasina oturttu.Simdi on teker bosta Deniz eliyle ceviriyor ama ses yok.Bunu 4 kere yaptik.Deniz sinirlenmeye basladi.On tekerlekte fren yapmamizi saglayan zimbirtilarla oynuyor.Yuzuk gibi bir seyin icersinden serce parmagim kadar bir kaucuk malzeme cikardi.Ama yerine takamiyor.Daha cok sinirlendi.Beni basindan kovdu.Ben de kendimi daglara vurdum bi sure :) Dondugumde kaucuk malzeme yerine uc tane plastik kelepce tutturmustu.Ses kesildi.
Alamut Kalesine yaklasirken metal bi kopru gectik.Altinda inanilmaz guzel bi vadi vardi.Fotografini cekmeye calistik.Keske daha genis bi objektifimiz olsaydi.Sena kamerani getirsene....
Alamut Kalesi sahin tepesi gibi bi yerde,kayaliklarin en ustunde.Cok sik bi yer.Kitabini okuyanin buradan etkilenmemesi mumkun degil.O yuzden ben bos bos Deniz hayran hayran bakiyordu.Egitim sart.... :)
Koyde Guest House yazan bi yer gorduk.Cay icmek icin durduk.Cok seker bi cift bizi cayladi.Odalari gosterdiler.Caresiz kalirsan cok sirin(!) bi yer.Ama caya diyecek yok.
Yarin Tahran ya da Tehran siz nasil isterseniz....

Bugunun km si:207
Toplam km:3354