4 Ocak 2010 Pazartesi

1 OCAK 2010 CUMA İran-İstanbul Transasya Treni 1.Gün
















38.Gün

Erkenden yattık uyuduk,yılbaşına uyuyarak girdik.Artık bütün yıl uyuruz.Sabah 7'de uyandık.Kahvaltı sonrası dün bizim için koşuşturan şoförü aradık bizi tren istasyonunu bıraksın diye.Anlaştığımız gibi 8'de otelin önünde yoktu,8:15'te de yoktu.Cep telefonuna cevap vermiyordu.Resepsiyondaki uyanık resepsiyoniste bize araç bulabilir mi diye sorduk.20 bin Tümene olur dedi.Deniz sinirlendi.Daha önce 50km ye 15 bin vermiştik,üstelik şoför bizi 1 saat beklemişti.Deniz o sinirle kendini sokağa attı.Bir taksi durağından taksi alıp geldi.2 bin tümene anlaşmış. 2 bin,adi resepsiyonist!!!!........

8:30 da tren istasyonuna geldik.Kargodaki görevli arkadaşlar 9 da geldi.Tren 9:30 da geldi.Saat 11:10 tren de görevliler de biz de gardayız.İşlemlerin bitmesini bekliyoruz.Kargodaki Şiri amca ve oğlu bize çok yardımcı oldu.Hatta motorsikletin kargo parasını öderken oğlu ''Senin motorun kaç kilo?'' dedi.Deniz ''250 civarında'' diye yanıt verdi.Şiri amcanın oğlu ''Hayır 150 kilo''dedi ve öyle kaydetti.Bu hareketi bizi 100 dolara yakın kara geçirdi.Bütün tren bizi bekliyordu.5-6 kişi bisiklet kucaklar gibi motoru yük vagonuna yerleştirdi.Ve yola çıktık.Saat 12:30.

14:30 da durduk.''Niye durduk?''diye sorduk.NAMAZ MOLASI!!!...Deniz'i gümrüğe çağırdılar.Motorun olduğu vagon açıldı.Gümrük memuru triptiktiğe bakıp ''Bu ne ,bu numara nerde?''gibi sorular sordu.Neyi kontrol etmesi gerektiğini bilmiyordu.Triptiğin onda kalacağını zannediyordu.Deniz ısrar etti triptiği geri almak için,o da Tahran'a telefon açtı.Muhtemelen ''Ver oğlum adamın triptiğini'' dediler.Triptiği aldık,tren hareket etti.Herkesi restoranta çağırdılar.Pasaportlara İran çıkış mühürünü trenin restorantında basacaklardı:))Buarada geçen hafta aynı trende bir İngiliz'in motorunu gümrükçü indirmiş.Ondan karayolu sınır kapısından geçmesini istemişler.Üstelik onun motoru arızalıymış.Bizi niye geçirdiler hala anlamadık.Yolda İranlı bir kadını pasaportu yırtık diye indirdiler.Türkiye sınırına yaklaştık.Ben çok heyecanlıydım.''TÜRKİYE SINIR'' yazısını görür görmez başörtümü fırlatıp attım.Yaşasın Özgürlük.Türkiye'ye 15.45 gibi girdik,18:20 de hareket ettik.İşlemler biraz uzun sürdü.Gümrükçü ilk kez bir motorsikleti geçirdiğini söyledi.Ve artık Türkiye'deyiz.


2 yorum:

  1. kolay gelsin arkadaşlar...

    YanıtlaSil
  2. ben bu iş beceremiyormuyum.. yoksa sizler yazdıklarımı göremiyormusunuz.. ?

    yolunuz açık olsun...

    YanıtlaSil